31 Ekim 2012 Çarşamba

Hayat bayram olsa...

100 kişiye sorduk, mutluluk nedir diye. Hepsi de başka bir cevap verdi. Bu anket de böylece patladı!
100 kişiye de sorsanız, 1.000-10.000 ve hatta 1.000.000 kişiye de sorsanız; bence hepsi farklı cevap verecektir bu soruya.

Mutluluk içimizde, mutluluk dışımızda, mutluluk kalbinde, beyninde demeyeceğim. Yani öyle felsefik, sosyolojik vs açıklamalar falan yapmayacağım.

Bence bir insan mutluysa mutludur. Mutluluk anlık bir durum. Çok hızla mutluluktan mutsuzluğa doğru geçebilir insan. Mesela gidersin bir pastaneye, menüde şahane bir pasta görürsün, "tamam, bunu yiyeceğim, yaşasın" der mutlu olursun. Garson gelir, mutlulukla siparişini söylersin. "Maalesef efendim, ondan kalmadı" der garson. Bir anda hayallerin yıkılıp, mutsuz olabilirsin. Bence bu kadar basit olabilir mutluluk. Dediğim gibi, anlık bana göre.

Anlık olduğu kadar, göreceli de. Yukarıdaki örnek bana göre bir mutsuzluk kaynağı olabilecekken, bir başkası için belki mutluluk kaynağıdır. Belki o çok sevdiği pasta olmadığı için yeni bir tat deneyecek ve bu o kişiyi daha çok mutlu edecektir; kimbilir...

Farkındayım biraz saçma bir yerden girdim. Aslında söylemek istediğim şu:
İnsan eğer o an mutluysa, mutludur. Sevdiği yanındadır, yeni bir kitap almıştır, birine bir hediye almıştır, sevdiği yemeği yemiştir, terfi etmiştir, vs. vs. O andır o. O an yaşanır.
Mutsuzsa da öyle... Birini özlemiştir, biri kalbini kırmıştır, işi istediği gibi gitmiyordur, maddi bir sıkıntı vardır, vs. Bunlar da o an yaşanır ve biter.

Ne kadar çok sorgularsanız mutluluğunuzu, o kadar mutsuz olursunuz...

O yüzden, "Carpe Diem!"

9 Ekim 2012 Salı

En son ne zaman?

En son ne zaman sabah istediğim saatte kalktım?
En son ne zaman yediklerim kilo yapar mı, olana daha fazlasını katar mı diye düşünmeden ne istersem yedim?
En son ne zaman sabahtan akşama kadar kimsenin keyfini beklemeden, kimseye uymak zorunda olmadan kendi kendime evde miskin miskin oturup ne istersem onu yaptım?
Canım dışarı çıkmak isteyince birşey düşünmeden çıkıverdim?
En son ne zaman birisine örnek olma kaygısı duymadan akşam yemeğinde ne istersem onu yedim (hatta yemedim, ya da ıvır zıvır, abur cuburla karnımı doyurdum)?
En son ne zaman aman sabah da erken kalkacağım diye düşünmeden gece istediğim saate kadar oturdum?
En son ne zaman hiç olmadık bir saatte "aman sıkıldım, hadi çıkayım" deyip evden dışarı çıktım?
 
Bu sorular yazının sonuna kadar uzayıp gider...
 
Sorular çocuklu bir annenin, çocuğu olduktan sonraki serzenişleri gibi duruyor değil mi?
Evet, onun da etkisini inkar edemem ama, bunlar ve daha fazlasını kendi kendime soruyorum ve çoğunun cevabını hatırlamıyorum bile. Yani tek sebep çocuk değil demek ki. Bunun öncesi de var.
 
Kabul ediyorum, hiçbir zaman öyle çok özgür ruhlu, her istediğini yapan, kimseyi kafasına takmadan hayatını yaşayan biri olmadım.
Ama şimdi, bunu yapabilmek istiyorum.
 
İstiyorum da, bu sefer de geç mi kaldım ne?